Yeni ekonominin kanatları
Harvard ve MIT’in araştırmasına göre ABD’de startupları destekleyen tam 258 bin yatırımcı var ve bunların ekonomiye katkısı yıllık 20 milyar doları buldu.
Vazgeçemediği
bisiklet yakalı tişörtü ve yırtık pırtık kot pantolonuyla Dave McClure, orta
yaşına rağmen “büyümemiş”, teknoloji tutkunu tipik Amerikalılara benziyor. Ama
o bir melek. Hiç değilse ilk şirketini onun sağladığı sermayeyle kuran en az
500 girişimcinin gözünde öyle. Hatta ona “süper melek” diyorlar. Çünkü genellikle
internet girişimlerine kuluçka sağlayan McClure’un kurduğu “500 Startups” adlı
fonun kanatlandırdığı şirket sayısı Temmuz ayında 500’ü, sağladığı fon miktarıysa
50 milyon doları geçti. Bunlar arasında Romanya’dan Estonya ve Tayvan’a kadar
onlarca ülkeden genç girişimci de var. Şirketlerden bazıları kısa bir süre
içinde Google ve Facebook gibi devlerce satın alındı.
Dave McClure |
Melek yatırımcıların mentorluğundaki firmalar ABD’de üç milyon istihdam yaratıyor, refahın yayılmasına katkıda bulunuyor. Bu yüzden devletin desteği büyük.
Dave
McClure gibi meleklerden ABD’de tam 258 bin adet var. Harvard Üniversitesi’nden
William R. Kerr ve Josh Lerner ile The Massachusetts Institute of Technology’den
(MIT) Antoinette Schoar’ın yaptığı araştırmaya göre iyi fikri olan
girişimcilere sağlanan sermayenin miktarı yılda 20 milyar doları buldu. Melek
yatırımcılardan 10-100 bin dolar arasında değişen miktarlarda sermaye desteğini
alarak kurulan şirket sayısıysa yaklaşık 60 bin oldu. Bu yeni şirketlerin yüzde
30’u sağlık, yüzde 21’i yazılım ve enformasyon teknolojileri, yüzde 15’i
biyoteknoloji, yüzde 8’i sanayi, yüzde 5’iyse perakende sektöründe faaliyet
gösteriyor.
Harvard
ve MIT uzmanlarına göre yatırımcıları “melek” yapan koydukları sermaye değil, startup’lara
ilk itici gücü vermeleri. Nitekim CV’sinde Microsoft, Intel ve PayPal gibi
devlerin iri harfleri hemen göze çarpan 47 yaşındaki McClure yeni bir girişimin
ne kadar zor olduğunu iyi biliyor. Bir konferansında, “Bir startup’a
giriştiğinizde kendinizi beyaz köpekbalığı dolu bir havuzda bulursunuz.
Yolunuzu ancak elektrikli testere ile açabilirsiniz” diye özetlemişti durumu.
McClure
kol kanat gerdiği gençlere en fazla 25 bin ila 250 bin dolar arasında katkıda
bulunuyor, karşılığında kurulan yeni şirketin hisselerinin yüzde 5’ini alıyor.
Bu cüzi rakamlar elbette çoğunlukla sembolik anlam taşıyor. Çünkü onlara
sunduğu akıl hocalığı ve sağladığı bağlantıların değeri parayla ölçülür gibi
değil. McClure, “500 Sturtups” programına aldığı taze girişimcilere San
Francisco yakınlarındaki genel merkezinde küçük bir ofis sağlıyor. Sonra onları
tasarım, veri işlem, dağıtım, mühendislik, finansman gibi alanlarda uzman 175
mentorla tanıştırıyor ve Microsoft ve Amazon.com’un da aralarında bulunduğu
şirketlerle sponsorluk anlaşması yapmaları için onlara aracı oluyor.
Melek
yatırımcılar, startup’ların daha uzun süre ayakta kalmasını ve kısa sürede
büyük gelişme katetmesini de sağlıyor. Harvard-MIT ekibinin araştırmasına göre,
melek yatırımcı desteği alan şirketler en az dört yıl ayakta kalıyor ve yıllık
yüzde 30, hatta yüzde 50’ye varan büyüme hızı yakalıyor. Bunda elbette tanıtım
faaliyetlerinin etkisi büyük. Nitekim “500 Sturtups” geleneksel olarak her yıl
6-7 Nisan’da düzenlediği fuarda yeni girişimcilerin yaratıcı fikirlerini büyük
girişimcilere sunma şansı tanıyor. “500 Startups” son yıllarda bu tanıtım
faaliyetlerini aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 10’dan fazla ülkeye de
taşıdı.
ABD’de
ekonomik kriz sonrası yeni ekonomiyi sağlam temeller üzerinde oturtmaya çalışan
Başkan Barack Obama yönetimi de melek yatırımcılara büyük önem veriyor. Çünkü
Angel Capital Association (ACA -Melek Sermaye Derneği) verilerine göre, startup’lar,
ABD’nin yeni istihdam ihtiyacının yüzde 90’ından fazlasını karşılıyor. Derneğe
göre yeni şirketler her yıl ortalama üç milyon ABD’liye iş kapısı yaratıyor. Mali
krizin etkilerinin derin biçimde hissedildiği 2009’da yeni şirketler istihdam
yaratmasa ABD’nin işsizler ordusuna altı milyon insan eklenebilirdi.
Ayrıca
yeni girişimlerin desteklenmesi ekonomik ve sosyal dinamiklerin sağlıklı
tutulması açısından da önemli. Daron Acemoğlu ve James Robinson, çok ses
getiren Why Nations Fail adlı
kitaplarında, “Ülkelerin refaha sürdürülebilir ekonomik sistemlerle ulaştığını,
sürdürülebilir ekonomi içinse teknolojik yeniliklere kapı aralayan yeni
girişimleri cesaretlendirecek kurumların var olması gerektiğini” savunuyorlar.
Yani refahın anahtarı, piyasaya yeni giren “parlak fikirli” çocuklarda. ACA’ya
göre artık hem devlet hem de “eski sermaye” bunun oldukça farkında: Devletin
melek yatırımcılara sağladığı vergi avantajı bazı alanlarda yüzde 100’e
ulaşıyor. Bu teşvikin de etkisiyle ABD’deki startup yatırımlarının toplam
sermaye yatırımlarındaki payı yüzde 89’a kadar çıktı. Yatırım meleklerinin
uçurduğu startup’lar ekonomiyi finans-kapitalin hayaller aleminden de çıkarmış
olabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder