Milyar dolarlık boru: BioPipe


Enes Kutluca’nın icadı atık su arıtma sistemi “BioPipe” foseptikten kurtarırken ciddi su tasarrufu sağlıyor. Belediyeler bu sisteme sahip çıkarsa atık su toplama ve arıtma işi için her yıl 1,5 milyar dolar harcamaktan kurtulabilir.


İstanbul Anadolu yakasındaki Çavuşpaşa mahallesinde, ormanın kenarında 13 villalık bir site temel bir kent hizmetinden, kanalizasyon sisteminden mahrum ama sakinleri hallerinden memnun. Çevrede ne kötü koku var ne de sinek. Çünkü bu site atık suyunu kendisi arıtıyor. Bunun için dev bir arıtma tesisi inşa etmiş değiller. Onun yerine villalarının bahçelerine BioPipe adında, bazalı tek kişilik yatak büyüklüğündeki arıtma sistemini yerleştirmişler. “BioPipe devreye girdiğinden beri ne çevreyi kirletmekten ne de hastalıktan korkuyoruz” diyor site sakinlerinden Mehmet Özkan. Arıtılan atık suyu bahçe ve araba yıkamada kullandıkları için su harcamaları da azalmış. Her ay foseptikleri boşaltmak için vidanjörlere para ödemekten de kurtulmuşlar. Özkan, “Bence belediyeler bu sistemi kullanmalı ve kullanmaya teşvik etmeli” diyor.
 
Enver Mısırlı       ve        Enes Kutluca 
BioPipe, henüz 25 yaşındaki çevre mühendisi Enes Kutluca’nın patenti kendine ait dünyada benzeri olmayan bir atık su arıtma sistemi. Binaların ana atık borusuna bağlanan küçük bir depo ve bu depoya bağlı kalorifer petekleri gibi kıvrılmış plastik borulardan oluşan BioPipe, dışarıdan oldukça basit bir görünüme sahip. “Sistemin sırrı boruların iç haznesindeki özel bakterilerde” diyor Kutluca, “Özel bir solüsyonun içinde yaşayan bakteriler atık suyu hiçbir kimyasal kullanmadan, organik olarak arıtıyor.” Arıtılan su bahçe sulamasında, otomobillerin yıkanmasında veya klozetlerde kullanılmak üzere binaya yeniden kazandırılıyor.

Kutluca’nın Bahçeşehir Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nde ikinci sınıfta, henüz 21 yaşındayken üzerinde çalışmaya başladığı BioPipe, “garaj işi” bir icat. Üniversite laboratuvarları, yaşadığı apartman, hatta projede kendisini cesaretlendirenlerin başında gelen Yrd. Doç. Dr. Eser Ökten’in evi, genç mucidin deney alanı olmuş. “Öyle bir ürün ortaya koymalıydı ki hem dünyada bir ilk, hem sürdürülebilir hem de çok uygun maliyetli olmalıydı. Dünyamızda atık suyun arıtılmasının her geçen gün daha çok önem kazandığını görmek kolaydı ancak, mevcut literatürde bulunmayan bir şey icat etmek hiç kolay olmadı” diye anlatıyor yaşadığı süreci Ökten. Ama çabanın sonucu KOSGEB’den AB ve ABD Dışişleri Bakanlığı’na kadar pek çok kuruluşun dikkatini çeken Enes Kutluca, girişimciliği ve inovasyonu destekleyen yarışmalarda bir dizi ödülün sahibi oldu. GEP Turkey yarışmasında, Amerikalı ve Türk yatırımcılar tarafından Türkiye’nin en iyi girişimcileri arasından birinci seçilen Kutluca, dünyanın en büyük genç işadamları organizasyonu olan JCI tarafından da “çevre alanında Türkiye’nin en başarılı genci” ilan edildi. Kutluca’nın “Bir fikrin mi var?” isimli yarışmada da kategori birinciliği bulunuyor.
BioPipe en fazla bir kalorifer peteği büyüklüğünde.


BioPipe, özel bir solüsyonun içinde yaşayan bakteriler atık suyu hiçbir kimyasal kullanmadan, organik olarak arıtıyor. Arıtılan su bahçe sulamasında, otomobillerin yıkanmasında veya klozetlerde kullanılmak üzere binaya yeniden kazandırılıyor.



BioPipe’ı diğer arıtma sistemlerinden ayıran özelliklerin başında pratikliği geliyor. Dünyada atık suya bina bazında arıtıp suyu yeniden kazandıran bir dizi sistem bulunuyor. Ancak bu sistemlerin çoğu belli bir yerleşim yeri veya büyük konut projeleri için geliştirildiği için oldukça büyük ve pahalı. BioPipe ise iki kişinin yaşadığı bir eve bile monte edilebiliyor ve dünyadaki benzerlerinin dörtte birine mal oluyor. En temel BioPipe sistemi günde ortalama bir ton su harcayan beş kişinin yaşadığı bir binanın arıtma ihtiyacına göre tasarlandı ve fiyatı 2000 dolar civarında. Bina veya sitedeki konut ve kişi sayısı arttıkça yeni boru petekleri Kutluca’nın deyişiyle “lego gibi eklenerek” sistem yeterli hale getiriliyor. Biopipe.co sitesinde bir maliyet hesaplama cetveliyle binanın yaşı, suyun nasıl temin edildiği ve benzeri kriterlere göre sistemin ne kadar sürede kendini amorti edeceğini kabaca gösteren bir formül bulunuyor.

Pratik ve düşük maliyetli olması bir yana, BioPipe, bazı yerleşimler için alternatifsiz gibi duruyor. Enes Kutluca’nın onun gibi henüz 25’indeki ortağı Enver Mısırlı, Türkiye’de yerleşim yerlerinin yüzde 40’ının kanalizasyonsuz, olanların yarısının da arıtma sisteminden yoksun olduğunu hatırlatıp “tek rakibimiz foseptik çukurları” diyor. Üstelik foseptik çukuru açmak zahmetli bürokratik süreçlere katlanmayı ve en az BioPipe bedeli kadar harcama yapmayı gerektiriyor. Ayrıca bina sahiplerinin her iki haftada bir vidanjör parası ödemesi gerekiyor. BioPipe’ın ise sadece yıllık bir kez bakımdan geçmesi yeterli.

Bu avantajlar BioPipe’ın özellikle kıyı bölgelerde pazar şansını artırıyor. Kutluca ve Mısırlı, bir yandan BioPipe’ın arıtma hızını geliştirme çalışmalarını sürdürürken, bayiler kanalıyla ürünün özellikle yazlık müstakil evlerin bulunduğu beldelerde tutunması için pazarlama faaliyetlerini hızlandırdılar. BioPipe’ın ilk bayiliğini alan Tekirdağlı girişimci Mehmet Özkan, sistemin yazlık inşaat eden müteahhitlerin dikkatini çektiğini ve satışa başladıklarını söylüyor. Foseptik çukurlu eski binalardan ise henüz talep yok. “Alışkanlıkları kırmak kolay değil” diyor Enver Mısırlı: “Binaların mantolama tipi izolasyonunda olduğu gibi yarattığı tasarruf anlaşıldığında, BioPie’ın patlama yapacağına inanıyoruz.”

Kutluca ve Mısırlı ikinci aşamada belediyeleri BioPipe’a ikna etmeye çalışacak. “Belediyeler kanalizasyon ve arıtma sistemleri için her yıl 1,5 milyar dolar para harcıyor. İşletme, bakım ve onarım maliyetleri de cabası” diyen Kutluca, yerel yönetimlerin BioPipe’ı destekleyeceğine inanıyor. Foseptik sisteminin pahalı olduğu gibi koku ve hastalık riski barındırdığını söyleyen Mehmet Özkan da belediyelerin BioPipe’ı teşvik etmesi gerektiğini savunuyor. Belediyelerden henüz bir tepki yok ama Kutluca ve Mısırlı, projelerini anlattıklarında İSKİ Genel Müdürü Ahmet Demir’in ilgilendiğini ve kendilerini cesaretlendirdiğini söylüyor. Demir bu konuda yorum talebimizi cevapsız bıraktı.

Ama küresel ısınmayla birlikte su kaynaklarının azalması yerel yönetimler kadar ulusal ve uluslararası yönetimleri atık su yönetiminde ataleti bir kenara itip daha radikal tutuma zorluyor. Örneğin Avrupa Birliği’nde yeraltı sularını kirlettiği gerekçesiyle foseptik kullanımında ciddi sınırlamalar bulunuyor. Büyük arıtım tesisleri de kullanılan kimyasal ve yüksek elektrik tüketimi nedeniyle çevrecilerin eleştirisini çekiyor. Kendisi de Suriyeli olan Enver Mısırlı, temiz su kaynakları son derece kısıtlı, değil atık su yönetimi, doğru düzgün kanalizasyon sistemi bulunmayan Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin BioPipe gibi bir sisteme büyük ilgi göstereceğinden emin olduğunu söylüyor. Ama iki genç girişimcinin önceliği, her ne kadar su kıtlığı noktasına gelmese de temiz su kaynaklarının korunması konusunda hassas olması gereken Türkiye pazarında yerleşmek. Sonrasında uluslararası bir oyuncu olacaklarından eminler.

-


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Geleceğin ulaşım araçları

Türkiye’nin ilk inovasyon okulu

Cristiano Ronaldo