Bu işyerinde terminatör var
Robotlar gün gelecek işlerimizi elimizden alacak mı?
Hayır! Çünkü onlar pek çoğumuzun işini çoktan devraldı. Dünyada 2 milyondan
fazla insan robotlar ve otomasyon sistemleri nedeniyle işsiz kaldı. Ancak onlar
hayatımızı kolaylaştırırken yeni iş kapıları açıyor olabilir.
Baştan söyleyeyim, bu yazı bir robot tarafından kaleme
alınmadı. Uyarıyorum çünkü belki haberiniz yoktur, “robot gazeteciler” iki
yıldır görev başında. Bir benzetme değil bu: Narrative
Science adlı Amerikalı bir yazılım şirketi, iki yıl önce, veriler
girildiğinde haber yazan bir yazılım geliştirdi. Spor müsabakalarının
sonuçlarını veya borsanın kapanış verilerine verdiğinizde, robot gazeteci size
istediğiniz uzunlukta standart şartlarda bir haber metni veriyor. Robotu deneyen
New York Times, sonucun “kusursuza yakın” olduğun bildirince binlerce
meslektaşım gibi ben de epey kaygılandığımı itiraf etmeliyim.
Bugün aynı iş kaygısı hemen her sektörde yaşanıyor.
Otomasyon sistemleri ve endüstriyel robotlar, üretimden hizmetlere hatta tarıma
kadar pek çok alanda insanların yerini almış durumda. Artık İstanbul’un
köprülerinde gişe memuru, metrosunda biletçi yok örneğin. Büyük süpermarketlere
her 10 kasadan üçünde otomatik ödeme yapılıyor. Yemleme ve temizliği otomatik yapan
besi çiftliklerinde yüzlerce hayvana iki-üç kişi bakabiliyor. Sebzenin ihtiyacı
kadar su, gübre ve ilacı gerektiği zamanda veren sistemler sayesinde seralarda
çalışanların sayısı bir elin beş parmağını geçmiyor. Tek seferde 5 bin-8 bin
kamyon yükünü taşıyan son teknoloji devasa konteyner gemilerinin mürettebatı en
fazla 20 kişiden oluşuyor. Yıllık kazancı 9 milyar doları bulan Twitter, dünya
çapında bir şirket olmasına rağmen, en fazla 400 kişi çalıştırıyor.
Ekonomik kriz yaşayan dünyada sendikalar, robotların
işsizliği artırdığından yakınıyor. Rakamlar onları doğruluyor: Amerikalı
danışmanlık şirketi The Hackett Group’un geçen yıl yaptığı bir araştırmaya göre
üretim ve hizmetlerde otomasyon ve robot kullanımı son 10 yılda ABD ve
Avrupa’da 2.2 milyon kişiyi işinden etti. Aynı araştırmaya göre 2020’ye kadar
her yıl ortalama 200 bin kişi aynı nedenle işsiz kalacak.
Ama süreci tersine çevirmek olası görünmüyor. Robotlar
ve otomasyon sistemleri artık iş hayatın önemli bir parçası. Süreçlerde
kusursuzluğu, en yüksek verim ve devamlılığı en güvenli şekilde yerine getiren
robotlar giderek daha fazla tercih ediliyor. Uluslararası Robotics
Federasyonu’nun rakamlarına göre 2012’de satılan endüstriyel robot sayısı bir
önceki yıla göre yüzde 11 artarak 175 bini buldu. Dünyada fabrikalarda aktif
olarak kullanılan endüstriyel robot sayısı geçen yıl 1,5 milyonu geçti. Türkiye’deki
endüstriyel robot sayısı da geçen yıl bini aştı.
Robotları artık düşük kalifiyeli işlerde bile görmek
mümkün olacak. San Francisco merkezli Momentum Machines adlı şirket bir
“hamburger robotu” geliştirdi örneğin. Bu robot müşterinin istediği sıcaklık ve
tatta hamburgeri istediği soslarla en kısa sürede hazırlıyor. Georgia
Ünversitesi, Amerikan ordusunun isteğiyle Çin’in ucuz işgücüne alternatif
olabilecek bir “tekstil robotu” üzerinde çalışıyor. Norveç Teknoloji
Üniversitesi geçen yıl mobilya sektörü için “robot dikiş makinesi” üretti.
Öyle görünüyor ki Wired dergisinin teknoloji uzmanlarından
Kevin Kelly’nin de yazdığı gibi çok da uzak olmayan bir gelecekte çalışma
arkadaşlarınız “sabah selamınızı alamayacak” hatta yüzde 90’ı “aynı işyerini
paylaşmadığınız görünmez makineler” olacak. Peki, bunca işsiz ne yapacak? Uluslararası
Robotics Federasyonu’nuna göre robotlar işçilerin işini elinden alırken yüz binlercesine
yeni iş kapısı aralıyor. Federasyon’un verilerine göre dünyada robot sistemleri
üzerinde bugün en az 300 bin kişi çalışıyor. Federasyonun geçen yıl yayınlanan
bir raporuna göre bir robot ortalama 2.6 kişiye iş kapısı açıyor. Başka bir
deyişle bugün 3 milyona yakın kişi robot ve otomasyon sistemleri sayesinde
karnını doyuruyor. Rakamları değerlendiren Kevin Kelly “yakın gelecekte
maaşınız robotlarla ne kadar iyi anlaştığınız belirleyecek” diyor. İngiliz
ekonomi tarihçisi Robert Skidelsky’e göre de vasıflı işgücü kolayca robotlu iş yaşamına adapte olabilir.
Financial Times’a yazan Skidelsky, asıl sorunun “vasıfsız işgücünün istihdamında”
olduğunu düşünüyor ama bu sorunun da “haftalık çalışma saatinin düşürülmesi”
gibi yöntemlerle aşılabileceğine inanıyor.
Görünen o ki Gutenberg’in matbaasının zamanında
hayatını benim gibi yazarak kazanan nakkaşların işini elinden alması gibi bir
süreç bugün robotlar nedeniyle yaşanıyor. Ama o zamanlar matbaaya direnenlerin
hatasına düşmektense robotları yağlamayı tercih etmekte kuşkusuz fayda var.
En gelişmiş robotlar
1İnsansız hava araçları (İHA):
Pilotsuz gece-gündüz saatlerce ve kilometrelerce uçabiliyor; ses ve görüntü
kaydedip aktarıyor; silah sistemlerine sahip olanları hedeflerini kusursuzca
yok edebiliyor. Türkiye’nin de Anka adlı bir İHA’sı var.
2Cheetah:
Boston Dynamics'in Amerikan ordusunun teknolojik araştırma birimi DARPA için
geliştirdiği dört ayaklı robot saatte denemelerde 45.5 kilometre hıza ulaştı.
Cheetah belki de geleceğin ordularının demir atları olacak.
LLS3: Yine Boston
Dynamics tarafından geliştirilen robot Cheetah kadar hızlı değil ama 181
kilogram yükü 32 kilometre hiç durmadan taşıyabiliyor. Yolun engebeli olması da
fark etmiyor. Ona “katır robot” da deniyor. HAL Exoskeleton: Tam bir robot
değil bir “robot kıyafet” ama giyenleri 10 kat güçlü kılıyor. Japon şirket
Cyberdyne tarafından Fukişima nükleer kazasına müdahale edenler için
geliştirildi. Radyasyon kalkanlı da var.
4- RQ-TITAN: Japonya’nın hareketli
oyuncak üreticisi Robo Builder’ın geliştirdiği 95 cm boyundaki robot yürüyor,
eğiliyor, uzanabiliyor ve topa futbolcu kadar isabetle vurabiliyor.
5- Baxter: En gelişmiş endüstriyel
robot değil. Sadece ürünleri banttan alıp kutuya yerleştiriyor. Ama fabrika
robotlarının en ucuzu ve en kısa sürede programlanıp işe koyulanı. Küçük
işletmeler için ideal.
6- HSR: Toyota’nın geliştirdiği hasta
bakıcı robot tablet bilgisayar ile kontrol ediliyor. Yataktan kalkamayan
hastaların odadaki eşyalarını getirip götürmesi için ideal. Fiyatı da uygun.
paro |
7- Paro: Bu Japon işi robot bir oyuncak
ama böylesi her eve lazım. Bu tüylü şey ısı, ışık, ses, dokunma ve duruş
sensörlerine sahip. Okşanmaya, sarılmaya, adının söylenmesine neredeyse canlı
hayvanlar kadar tepki verebiliyor.
8- Rovio: Hong Konglu WowWee
tarafından geliştirilen bir “ev bekçisi” olan tekerlekli Rovio ile gözünüz
arkada kalmıyor. Kızılötesi ışınlarıyla gece karanlığında bile evdeki
hareketliği fark edip cep telefonuna haber veriyor.
9- iRobot Roomba: Dünyada 2 milyondan
fazla satan en bilinen temizlik robotu. Odanın ortasına koyup çalıştırılıyor.
Gerisini o hallediyor. Duvarı köşeleri sesnsörleriyle fark ediyor, kıyı köşeye
rahatça giriyor.
Yorumlar
Yorum Gönder