21’inci yüzyılın ofis sistemi
Dünyada oldukça yaygın olarak kullanılan ‘hazır ofis’ sisteminin örnekleri Türkiye’de çoğalıyor. Birinci sınıf binalarda birden fazla girişimcini kullanabilecek ortak alan ve sekreterlik hizmetleri sunan firmalar girişimcilerin sıfırdan bir ofis kurma yükünden kurtardığı gibi yüzden 80’e kadar maliyet avantajı ve prestij sunuyor.
İstanbul Karaköy’de Boğaz manzaralı bir iş
hanının birinci katı, bir işyerinden çok üniversite kantinini hatırlatıyor.
Geniş paravansız alanda masalarda bilgisayarlarını açmış çalışanlar da var bar
da oturup kahve eşliğinde sohbet edenler de. Ortam renkleri ve konforu ile
rahatlatıcı. Burası bir iş yeri ama kimse aynı işi yapmıyor. Çünkü burası Yazhane,
bir paylaşımlı ofis. Çoğunlu beyaz yakalı şirket temsilcisi ve genç
girişimciden oluşan bir müşteri kitlesi Yazane’yi istedikleri kadar,
gerekiyorsa birkaç saat kullanabiliyor, toplantı ve görüşmelerini yapıyor. Daha
uzun kullanımlarda sekreterlik hizmetler de verilebiliyor, yeni kurulmuş
şirketler buraya adres olarak gösterebiliyor. Yazane’yi 6 ay önce kuran Kerim
Harunoğlu, ilgiden son derece memnun, “özellikle genç nesil girişimciler
paylaşımlı ofis kavramına çabuk adapte oluyorlar” diyor.
İstanbul’da hatta Ankara, İzmir ve
Bursa’da Yazane gibi hazır ofis hizmeti veren şirketlerin sayısı her geçen gün
artıyor. A sınıfı binalar, plazalar veya iş yaşamına uygun tarihi yapılarda
geniş alanları satın alan veya uzun vadeli kontratlarla kiralayan girişimciler,
buraları hazır ofisler haline getirip, çeşitli nedenlerle ofis kurmak istemeyen
şirket ve girişimcilere kiralıyor. Sahibinden.com’un verilerinde göre sadece
İstanbul’da bir günde verilen hazır ofis ilanı sayısı 300’ü geçiyor.
Hazır ofislerin Onur Kenar’ı haklı
çıkarabilecek cazip yönlerinin başında maliyet avantajı geliyor. İstanbul’da
hazır ofis kullanmak, boş bir ofis kiralamaya göre yüzde 80’e varan oranda
maliyet avantajı sağlıyor. Üstelik hazır ofis operatörleri müşterilerine farklı
paketler sunarak bunlara daha cazip hale getiriyor. Örneğin eOfis 650 TL
karşılığında müşterilerine bir ayın belirli günlerini İstanbul’daki 6 farklı
bölgesindeki eOfisleri’ni kullanma imkânı sağlıyor. OfficePort İstanbul ise
‘sanal ofis’ hizmeti de veriyor: Müşteriler ofislere hiç gelmiyor ama şirket
adresi olarak bu ofisleri gösteriyor, mektup ve faturaları onun için toplanıp
belirtilen adreslere yönlendiriliyor. Hazır ofislerin çoğunda ortak mutfak, faks
ve fotokopi hizmeti ile belirli saate kadar tam donanımlı toplantı odalarını
kullanabiliyor.
Hazır ofis operatörlerinin sayı yakında
daha da artabilir. Çünkü ciddi bir ofis arzı var. Cushman & Wakefield Türkiye’nin yaptığı araştırmaya göre
İstanbul’da kullanılabilir ofislerin toplam metrekaresi 2013 yılı ekim ayında
3.2 milyon metre kareye ulaştı. Halen inşası süren projeler tamamlandığında
2015 sonunda bu rakam 5 milyon metrekareye çıkacak. Üstelik Jones Lang LaSalle Türkiye’nin tahminlerine göre İstanbul’da
2015’te ofislerin 3 milyon 750 bin metrekaresi “A sınıfı” binalarda yer alacak.
Ancak bu tip binalarda kiralar yüksek ve 300 metrekareden küçük ofis bulmak son
derece güç. Bu yüzden kiralanan ofis miktarı sınırlı kalıyor. Eva Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık’ın verilerine göre 2013’te kiralanan ofislerin
toplam metrekaresi 250 bin metrekarenin biraz üstünde kaldı. Kiracı bulmakta
güçlük çeken gayrimenkul sahipleri hazır ofis konseptine oldukça sıcak bakıyor.
İstanbul Yeşilköy’deki Dünya Ticaret Merkezi’nde 15 ay önce OfficePort İstanbul’un
açan Kıvanç Coşar, “Herkesten teklif geliyor. ‘Bu binayı da sizinki gibi yapar
mısınız’ diye geliyorlar. Talep patladı”
diyor.
Hazır ofis konseptinde arz tarafında
sıkıntı yok ama talep o kadar hızlı gelişmiyor. Görüştüğümüz hazır ofis
operatörleri doluluk oranlarından memnun olduklarını söylüyor ama bu talep
onları yeni yatırımlara gözü kapalı ‘evet’ dedirtecek seviyede henüz değil. Yazhane’nin
kurucusu Harunoğlu, ‘co-working’ tarzı hazır ofislerin dünyada sayısının hızla
arttığını hatırlatıp “çünkü gelişmiş ülkelerde belirli bir firmaya bağlı
olmadan ‘freelancer’ çalışanların oranı çok yüksek. Türkiye’de bu oran henüz
çok çok düşük. Olanlar da henüz kafelerde çalışmayı tercih ediyorlar. Bu alan
gelişecektir ama daha yavaş gelebilecektir” diyor.
İstanbul’un her iki yakasında farklı
binalarda paylaşımlı ofis hizmeti veren eOfis’in Genel Müdür Yardımcısı Onur
Kenar, hazır ofislere belli grupların yoğun ilgi gösterdiğini söylüyor. “Türkiye’ye
geçici görevle gelmiş yabancılar, belli sürede tamamlanacak projeler için bir
süreliğine gelen beyaz yakalılar, merkezi Anadolu kentlerinde olanlar ve
İstanbul’da yüksek maliyetli temsilcilik kurmak istemeyen şirketler” bu
ofislere sıcak bakıyor. Ancak Kenar, “Türkiye’de 5 yıl içinde şirketlerin
yerleşik ofisleri terk ederek hazır ofisleri tercih edecek” diyecek kadar
talebin artacağından emin konuşuyor. OfficePort’dan Kıvanç Coşar da aynı
fikirde, “Bu hizmetin önü çok açık. Çünkü yeni yüzyılın ofis sistemi bu.” Haklı
olabilir: DeskMag’ın yaptığı Küresel Ortak Çalışma Alanları Araştırması’na
(Global Coworking Survey) göre dünyada hazır ofis arzı geçen 5 yılda yüzde 83,
bu ofisleri kullananların sayısı ise yüzde 117 arttı. “Çünkü”, deniyor
araştırmada, “Yeni iş yapış şekilleri ofislerde de esnekliği gerektiriyor. Küçük
işletmeler ve freelancer’ların sayısı arttıkça, paylaşımlı alanları kullanımı
da artırıyor.”
Yorumlar
Yorum Gönder