En çevreci formül: FORMULA E

Kadın yarışçılı, ‘Fan Boost’lu, eğlenceli, heyecanlı, üstelik dolaylı olarak Senna ve Prost gibi efsane yarışçıların desteğini alan bir etkinlik... Çevreyi kirletmeyen elektrikli araçlara ilgiyi artırmak için düzenlenen Formula E yarışları, 2 yılda geniş bir taraftar kitlesi elde etmeyi başardı. Yarışlar elektrikli araçların şarj, menzil ve maliyet gibi kronik sorunlarının aşılmasını sağlayacak yeni teknolojilerin gelişmesine kapı aralayacak

Mustafa ALKAN  FORMULA E

Formula sezonu açıldı. 21 Grand Prix’lik yarışın ilk etabı, yeni lastiklere uyum sorunları ve telsiz kullanımına getiren sınırlamalarla tartışmalı başladı. Ancak bu değişiklikler bir süredir ‘yavanlaştığı’ ileri sürülen dünyanın en büyük motor sporu organizasyonunun meraklılarını heyecanlandırabilir de. Ayrıca bu sporun meraklıları, kendilerine bir alternatif de buldu: Yüzde 100 elektrikli araçlarla yapılan Formula E yarışları artık en az Formula 1 kadar ilgi çekiyor.
Formula E’yi cazip kılan en önemli etken, ‘acemiliği’. Elektrikli araçların kullanımını yaygınlaştırmayı amaçlayan yarışta herkes ‘çaylak’. Çaylaklık daha otomobillerde başlıyor. Dünyanın bütün belli başlı otomotiv üreticileri elektrikli araç araştırma geliştirme çalışmaları için milyarlarca dolar harcıyor. Ama elektrikli araç teknolojisinde gelinen nokta henüz tatmin edici olmaktan uzak. 100 yıl önce bir elektrikli otomobil üretmek için güçlerini birleştiren dünyanın en iyi iki mucidi Henry Ford ve Thomas Edison’u bile yıldırdığı söylenen şarj süresi, menzil ve maliyet sorunları bugün de sürüyor. O yüzden elektrikli araç satışı dünyada 1 milyonun üzerine ancak geçen yıl çıkabildi. Bu rakam geçen yıl dünyada satılan otomobilin sayısının sadece yüzde 1’i. Rakamlar cesaret vermiyor. Tek fark, bu kez otomobil üreticilerinin elektrikli araç geliştirmeye çok daha hevesli görünmesi. Öyle ki onlar kadar hevesli görünmeyen tüketicilere elektrikli araçları sevdirmek için türlü oyunlara başvuruyorlar.
MAKSAT MOTİVASYON OLSUN
Bu oyunların en iddialısı olan Formula E geçen yıl hayata geçirildi. Elektrikli araç ve parça üreticilerinin oluşturduğu bir konsorsiyum, Formula 1’i düzenleyen Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA) ile anlaşarak 9 takımın katıldığı 11 yarışlık bir seri hazırladı. Formula E CEO’luğuna getirilen Alejandro Agag, “Bir motor sporunun ilginç olması gerekir ki Formula E’de bu fazlasıyla var. Çünkü insanlar karbondioksit emisyonu sıfır olan araçların yarışını izlemek istiyor. Elektrikli araç üreticilerinin ihtiyacı olan da bu. Onların amacı, elektrikli araçları ‘seksi’ kılmak. Yarışlar sayesinde elektrikli araç teknolojisinin gelişimi de hızlanacaktır” diyor.

SEYİRCİDEN ‘ELEKTRİK’ ALIYORLAR
FIA, Formula E’yi ‘seksi’ kılacak pek çok ‘formül’ geliştirdi. Yarışlar, elektrikli araçların havayı kirletmediğini vurgulamak için Los Angeles, Pekin, Paris, Berlin, Londra veya Buenos Aires gibi dünya metropollerinin merkezlerinde düzenleniyor. Kent trafiğini altüst etmeden seçilen birkaç kilometrelik parkurun, izleyici sayısını en yüksek seviyeye çıkarmasına dikkat ediliyor. Yarışlar Formula 1’de olduğu gibi 3 gün sürmüyor; ısınma, sıralama ve yarış aynı gün içinde bitiriliyor. Parkurların çevresi insanların aileleriyle hoşça vakit geçirebilmeleri için özel eğlence alanları haline getiriliyor. Seyircilerin ilgisini artırmak için yarışa, hiç de adil sonuçlara yol açmamasına rağmen, “Fan Boost” uygulaması da ekleniyor. Bu aplikasyon sayesinde seyirciler en beğendikleri yarışçıya daha fazla şarj süresi veriliyor.
SENNA VE PROST ELEKTRİKLİDE YARIŞIYOR!
Takımlar da ilgiyi artırmak için çeşitli yöntemlere başvuruyor. Örneğin, Renault takımında Formula 1 efsanesi Alain Prost’un oğlu Nicolas Prost yarışıyor. Hindistan’ın Mahindra takımında ise bir başka efsanenin, Ayrton Senna’nın yeğeni Bruno Senna var. Kadınların yarışa ilgisinin artırılması için takımlar kadın yarışçılarla anlaşıyor. Andretti takımı İsviçreli pilot Simona de Silvestro ile anlaşarak bu konuda ilk adımı attı. Formula E’nin CEO’su Agag, gelecek yıl 4 kadın sürücünün daha yarışa katılacağını duyurdu.
Yarışların keyif vermesi için bazı teknik düzenlemeler de yapıldı. Elektrikli otomobil teknolojisi henüz emekleme safhasında olduğundan, motorlar arasında devasa uçurumlar oluşmamasına gayret ediliyor. İlk sezon herkesin aynı otomobili kullanmasıyla bunun önüne geçilebildi. Renault, McLaren, Michelin, Williams ve Dallara bir tür işbirliğine giderek Spark adında bir şirket kurup dünyanın ilk elektrikli yarış otomobili Spark-Renault SRT- 01E’yi tasarladı. Bu yıl takımlar kendi otomobilleriyle yarışıyor. Ama araçların pil gücü 200 kW, yani 270 beygir gücüyle sınırlı tutuldu. Yarışta azami hız, saatte 170 kilometre. Fanboost’u kazanan yarışçı için hız 200’e kadar çıkabiliyor.
UZAKTAN KUMANDALI ARAÇ SENFONİSİ
Elektrikli araçlar temiz olduğu kadar sessizdir. Yolda giderken tekerleğin asfalt veya parke taşında çıkardığı sesten başka bir şey duymazsınız. Ama Formula E araçları, Formula 1 meraklılarının yarışlara ilgisinin düşmemesi için, bir bakıma ‘seslendirildi’. Biraz jet motorunu, biraz da uzaktan kumandalı araba motorunu andıran bu ses 80 desibele çıkıyor ki bu seviye ortalama akaryakıtlı aracın çıkardığı sesten daha fazla. Öte yandan Formula E motorları, Formula 1 araçlarının ağrı eşiğini aşan 140 desibellik motorlarının yanında ‘uslu çocuk’ gibi kalıyor. Bu yıl takımlara kendi özel motor sesini belirleme hakkı da verildi. Takımlar da Youtube üzerinden kendi motor seslerini taraftarların oyuna sundu.
BİR SONRAKİ YARIŞ 23 NİSAN'DA 
Halihazırdaki sıkıntılara rağmen genç otomobil sporu meraklıları, artan güvenlik kurallarından ötürü giderek sıkıcı hale gelen Formula 1 yerine elektrikli araçların yarıştığı Formula E’yi daha çok sevmiş görünüyor. NASCAR tutkunları bile Formula E’ye daha sıcak bakıyor. NASCAR’da yıllarca yarışan Amerikalı pilot Dario Franchitti şimdi Formula E yorumları yapıyor ve “Bu yarışları seviyorum çünkü sürprizlere çok açık. Tamamen şansa dayalı tahminlerde bulunabiliyorsunuz. Bu heyecanı artık ne NASCAR’da ne de Formula 1’de bulabiliyorsunuz” diyor. Yeni bir heyecana ortak olmak için 23 Nisan’da Paris’teki yarışa bir göz atın.
ABİSİ FORMULA 1'İ GEÇEBİLİR
Dikkatli planlamalar ve firmalar arası dayanışma sayesinde Formula E, kısa sürede büyük bir hayran kitlesi elde etti. CNN’in haberine göre 2’nci sezonun ilk 3 yarışı Kuzey Amerika’da Formula 1’den daha fazla seyirci çekti. Yarışlar Türkiye dahil 40’tan fazla ülkede canlı izleniyor. İkinci sezonun üçüncü yarışı da tüm dünyada 56 milyon kişi tarafından takip edildi, sosyal medyada 1.5 milyar kez bahsedildi. Yarışları keşfeden bir Türk motor sporları tutkunu Ekşi Sözlük’te “Bir tarih izliyorum” demiş örneğin.
Formula E’ye ilginin artacağına kuşku yok. Çünkü Ford, Tesla, Nissan ve Volvo gibi markalar henüz yarışmalara katılmadı. Bu markaların katılımıyla araçların hız ve gücünü artıracak, dezavantajlarını ortadan kaldıracak teknik ilerleme sağlanabilir. Örneğin Formula E yarış otomobillerinin üçte birini, 300 kilogramlık dev piller oluşturuyor. Pillerin küçülmesi yarışçıların en büyük beklentisi. Elbette yarışçılar, araçların ‘yarışı tamamlayabilecek menzile’ sahip olmasını da istiyor. Mevcut elektrik pillerinin ömrü sadece yarım saat. Araçlar 1 saat süresince şarj edilemeyeceğinden, sürücüler yarışın ortasında araç değiştirmek zorunda kalıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Geleceğin ulaşım araçları

Türkiye’nin ilk inovasyon okulu

Cristiano Ronaldo