Kayıtlar

Haziran, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Silikon, komünal yaşam getirecek

Resim
İstihdamın Ölümü ve Üçüncü Sanayi Devrimi kitapları ile ses getiren ekonomist Jeremy Rifkin son kitabında teknolojik gelişmelerin neredeyse komünist ütopyasına uygun bir evren yaratacağını ileri sürüyor. Üç boyutlu yazıcılar, açık kaynak yazılımcılığı, nesnelerin interneti, kitlesel fonlama, yenilenebilir enerji, giyilebilir teknolojiler,internet üzerinden mübadele ekonomisi, robotlar, açık kaynaklı uzaktan eğitim… Teknoloji evrenindeki bu temel eğilimler ve bunların ekonomiye ya da insan yaşamına etkilerine dair onlarca analiz, dünya medyasında bolca yer bulmuş sıcak konular. The Third Industrial Revolution (Üçüncü Sanayi Devrimi) ile büyük yankı uyandıran Amerikalı ekonomist  Jeremy Rifkin , bütün bu gelişmelerin nasıl bir küresel eko sistem yaratacağına dair sistematik görüşlerini ortaya seren “tekno-fütürist”ler arasına katıldı. Rifkin’in Zero Marginal Cost Society: The Internet of Things, The Collaborative Commons, and the Eclipse of Capitalism (Sıfır Marjinal Mal...

Deneyim tekeli kalkıyor

Resim
Henüz test aşamasındaki sanal gerçeklik konsolu Oculus RiftVR 2 milyar dolara Facebook’un oldu. Facebook’un Oclulus’u yutması, sanal gerçekliği bir “pazar gerçeği” haline getirdi. Yakında turizmden sanayiye, eğlenceden sanata, eğitimden sağlığa pek çok alanda sanal gerçeklik uygulamalarında patlama yaşanabilir. Sanal gerçeklik Matrix korkularını kamçılıyor ama internet ve mobil uygulamalar nasıl “bilgi tekelini” ortadan kaldırdıysa, Oculus gibi platformlar hayatın her alanında “deneyim tekelini” de ortadan kaldırabilir.   Google’ın Streetview uygulaması ile 2007’de ilk kez karşılaştığımda, belki de gelecekte sadece ekran başında değil gerçekte o kentin sokaklarında yürüyor hissi veren yazılımlar gelişir diye düşünmüştüm. Açıkçası o geleceğe birkaç yılda ulaşıldığını bilmek adam akıllı afallatıcı. Kit henüz Türkiye’ye gelmediği için Amerika’da deneyenlerin yalancısıyız: OculusRiftVR’ın dalgıç gözlüğüne benzer aparatı takıldığında, insanı bambaşka bir âleme taşıyormuş ve da...

Son katıksız yarışçı

Resim
Ayrton Senna ölümünün 20’inci yılında Formula 1 tarihinin en gözü pek; paraya, politikaya, hileye hurdaya prim vermeyen pilotu olarak anılıyor. Pistte yaşamını kaybeden son pilot olan Senna, motor sporlarının güvenlik standartlarını değişmesine yol açtı, o günden sonra kimse pistte direksiyon başında ölmedi. Yağmurlu havalardaki üstün performansı ile Rainman lakabını alan Senna agresif rekabetçiliği ile motor sporlarının en büyük heyecan kaynaklarından biriydi. O, bu diyarlardan göçeli Formula 1’in eski tadında olmadığını düşünenleri sayısı çok.   San Marino’da pırıl pırıl bir 1 Mayıs sabahıydı. Imola pistinde, yarış otomobillerin egzoz dumanı henüz bahar çiçeklerinin doğal parfümünü bastırmamıştı. Seyirciler çoktan yerini almış yarışı bekliyordu. Çoğunun aklı, Brezilya bayrağından esinlenmiş sarı-yeşil kaskı markası haline gelen gözüpek pilot Ayrton Senna’daydı. Formula 1’in o güne kadar gördüğü en agresif yarışçısı, “İkinci sadece kaybedenlerin birincisidir” diyecek ...

BMW elektrikli çağa hazır

Resim
Alman otomotiv devi BMW'nun Leipzig'deli fabrikadında ürettiği i3 modelini deneme fırsatım oldu. Karbon fiber kasalı bu tasarım şaheserinin onlarca üsütn özelliği var.  Öncelikler herkesin merak ettiğinden başlayalım: i3'ün menzili tam şarj'da 160 km'yi buluyor. Şarj süresi ise 11 saat. Ama 4 saatlik şarj 60-80 km günlük kullanıma yetebiliyor.   Araç iki kapılı ve küçük. Ama iç hacmi oldukça geniş. Çünkü elektrikli araçların kabininin ortasında merkezi tünel yok. Düz zemin ve yüksek tavam 2 kapılı aracın dezavantajını ortadan kaldırmış.  Ama BMW i3'ün en çarpıcı özelliği güçlü motoru . 170 bg güç üreten elektrik motoru, saatte 100 km hıza 7.2 saniyede ulaşıyor. Test sürüşünde sırtımın koltuğa yapışmasından bunun farklı bir EV olduğunu anlamıştım. 

Görünmez adamın yalnızlığı bitiyor

Resim
Hobbit Frodo veya Herry Potter’ın süper güçlerine sahip olmaya az kaldı. Birkaç yıl içinde insanları, askerler, tankları ve hatta binaları görünmez kılmak mümkün olabilir. Tabi ordular buna izin verirse... Bu devirde süper kahraman olmak çok zor. Gerçekten ışık hızında uçmak, örümcek ağı atmak, zamanda ileri geri sarmak gibi doğaüstü yetenekleriniz yoksa yapacağınız her türlü ‘numara’ 21’inci yüzyılın genç nesline banal görünebilir. Çünkü modern bilim ve teknoloji geçmişte ‘fantastik’ görünen ne varsa sıradan, köşe başındaki dükkândan alınır kılmak için yemin etmiş sanki. Misal Slovakyalı mühendis Stefan Klein, geçen ay sorunsuz çalışan bir uçan otomobili tanıttı, zaten çoktandır yetenekleri sorgulanan Superman memleketi Kripton gezegenine dönme kararı aldı, bavul topluyor. Fenerden ani elektrik şoku veren ‘taser’ silahına ve mikroskoba kadar bin bir türlü işleve bürünebilen akıllı telefonlar çıktığından beri James Bond sıradan bir devlet memuru. Buna karşılık durumu lehine çevi...